Ortadoğu’da yaşanan insanlık krizine dikkat çekmek amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak üzere Akdeniz sularında ilerlerken, İsrail donanmasının müdahalesiyle karşılaştı. Filonun rotası üzerinde seyreden gemilere yönelik İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan müdahaleleri, yardım gönüllülerini ve dünya kamuoyunu alarma geçirdi. Filo organizatörleri tarafından yapılan açıklamalarda, tüm gemilerle iletişimin tamamen kesildiği bildirildi.
Özellikle Mikeno ve Fair Lady isimli gemilere düzenlenen baskın sonrası, Türkiye vatandaşı olan 37 aktivistin İsrail askerleri tarafından alıkonularak Aşdod Limanı’na götürüldüğü açıklandı. Gemilerde bulunan bazı gönüllülerin aileleri ve destekçileri, haber alamadıkları yakınları için endişe içinde bekleyişlerini sürdürüyor.
El Konulan Gemiler Arasında Çok Uluslu Katılım
Filonun resmî web sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılan açıklamalarda, İsrail’in şu ana kadar 21 gemiye doğrudan el koyduğu ve 19 geminin de irtibat kesilmesi nedeniyle el konulduğu varsayımıyla değerlendirildiği belirtildi. Gemiler arasında Alma, Spectre, Aurora, Huga, Captain Nikos gibi isimler yer alıyor.
El konulduğu varsayılan gemilerin listesinde ise Ahed Tamimi, Mango, Paola I, MiaMia ve Wahoo gibi isimler bulunuyor. Her biri farklı ülkelerden gelen gönüllüleri taşıyan bu gemiler, taşıdıkları yük kadar, insanlık vicdanının da taşıyıcısı konumunda.
Gözaltına Alınan Aktivistlerin Milliyetleri: Dünya Çapında Dayanışma Tablosu
İsrail’in gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda gözaltına alınan aktivistlerin milliyetlerine ilişkin bilgiler, Küresel Sumud Filosu’nun uluslararası niteliğini de ortaya koyuyor. Açıklamaya göre; gemilerde bulunan aktivistler arasında 30 İspanyol, 25 Türk, 22 İtalyan, 12 Malezyalı, 11 Tunuslu, 11 Brezilyalı, 10 Fransız ve daha birçok ülkeden insanlar bulunuyor.
Bu çeşitlilik, filonun sadece Gazze’ye yardım götürmekle kalmadığını, aynı zamanda dünya genelinde insan hakları ve barış savunucularının ortak sesi haline geldiğini gösteriyor.
Açlık Greviyle Direniş Başladı: “Filistin Halkıyla Dayanışma İçin Açız”
İsrail’in müdahalesinin ardından, gemilerdeki bazı aktivistler, bulundukları şartlara ve maruz kaldıkları muameleye tepki göstermek için açlık grevine başladıklarını duyurdu. Bu aktivistlerden biri olan Yunanistan vatandaşı Takis Politis, kaleme aldığı bir mesajda, bu eylemin hem Filistin halkına destek hem de İsrail’in uluslararası sularda gerçekleştirdiği müdahaleye karşı bir sivil direniş olduğunu belirtti.
Politis’in mesajı, kardeşi aracılığıyla Facebook üzerinden kamuoyuna ulaştırıldı. Mesajda, “Bizim gözaltına alınmamız, Filistinlilerin yıllardır yaşadığı trajedilerle kıyaslandığında küçük bir ayrıntıdır. Ancak bu eylemimiz, onların sesi olmayı amaçlıyor,” ifadeleri yer aldı.
Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Alarm Veriyor
Bu gelişmeler, yalnızca Orta Doğu’daki siyasi gerilimleri değil, aynı zamanda uluslararası hukuk ve insan hakları açısından ciddi bir alarm anlamına geliyor. Uluslararası sularda sivil gemilere yapılan silahlı müdahaleler, denizcilik hukukunun açık ihlali olarak değerlendiriliyor.
Aktivistlerin gözaltına alınması, irtibatların kesilmesi ve iletişim kanallarının kapatılması gibi uygulamalar, dünya genelinde birçok insan hakları örgütü tarafından endişe verici bulunuyor. Özellikle gönüllülerin güvenliği ve insani yardım yüklerinin akıbeti hakkında kamuoyuna yeterli açıklama yapılmaması, İsrail’e yönelik diplomatik baskıların artmasına neden olabilir.
